Peygamberimizin (sav) ortaya Çıktığı Yere İşaret
" 1 : Ve Allah adamı Musa'nın, ölümünden önce İsrailoğulları'na okuduğu hayır dua şudur.
2 : Ve dedi: 'Efendiniz Sina'dan geldi. Ve onlara Seir'den doğdu. Paran Dağından parladı. Ve mukaddeslerin on binlercesinin içinden geldi. Onlar için sağ elinde alev alev yanan ateş vardı.'" (Eski Ahit-Tesniye: 33/ 1-2)
Vefatından önce Hz.Musa'nın duası gerçekten de ilginçtir. Bu ifadede geçen birinci yer olan Sina Dağı , Hz.Musa'nın çıktığı bölgedir. İkinci yer Seir olup, Hz.İsa'nın çıktığı bölgedir. Üçüncü yer ise Peygamberimiz Hz.Muhammed (sav)'in çıktığı bölgeyi ifade eden Paran Dağları dır.
Böylelikle Hz.Musa'nın duasında söyledikleriyle; insanların tek Allah inancına inanmasını sağlayan, insanlığın geleceğinde yaygın şekilde kabul görecek, Allah'ın gönderdiği üç din bir arada anılmaktadır. Bu ifade aynı zamanda Tevrat'ın kendisinden sonra gelen Hz.İsa'yı ve Hz.Muhammed'i onayladığının bir delilidir. Kur'an nasıl sonda diğer Peygamberleri; Hz.Musa'yı ve Hz.İsa'yı onayladıysa, Tevrat da bunu başta gerçekleştirmiştir. Tesniye 33/2'de Peygamberimiz'in onbinlerin içinde geleceğinin söylenmesi, daha yaşarken Peygamberimize onbinlerce insanın uyması bakımından, oluşmuş olan gerçeklikle tamamen uyumludur.
Kedar Halkından Olan Putları Kıracak Seçkin Kul
Eski Ahit İşaya bölümü 42'de geçen gelecek ile ilgili anlatımlar, Peygamberimizle büyük bir uyum göstermektedir.
Hz.Muhammed gerçekten de hem putları yok etmesiyle (8. cümle) ,
hem daha sağken yeryüzüne hakim olup adaleti sağlamasıyla (3. ve 4. cümle)
hem Ruh'tan (Cebrail) vahiy almasıyla (1.cümle)
hem üstün ahlâkıyla (2. ve 3. cümle)
hem insanlara ışık olup, körelmiş gönülleri iyileştirmesiyle (6. ve 7. cümle)
hem Kur'an gibi yeni bir vahyi insanlara duyurmasıyla (10.cümle)
ve hem Hz.İbrahim'in oğlu, İsmail'in oğlu Kedar 'ın soyundan olan bir toplumun üyesi olmasıyla (11. cümle)
bu alıntılayacağımız Eski Ahit'ten bölümlere tam bir uygunluk göstermektedir:
" 1 : İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu seçtiğim kulum. Ruhumu (Cebrail'i) onun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır.
2 : Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek.
3 : Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak.
4 : Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O'nun kanunlarını bekler.
5 : G ökleri yaratıp, onları yayan, yeryüzünü ve ürününü seren, dünyadaki insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren Efendiniz Allah diyor ki:
6 : Ben Efendin. Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, seni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık yapacağım.
7 : Öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın.
8 : Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmayacağım.
9 : Bakın önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum, bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.
10 : Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey. Kıyılar ve kıyı halkları. Efendinize yeni bir ilahi söyleyin. Dünyanın dört bucağından onu ezgilerle övün.
11 : Çöl ve onun şehirleri, Kedar'ın oturduğu köyler seslerini yükseltsinler. Sela'da oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar." (Eski Ahit-İşaya: 42/ 1-11)
İşaya'daki bu bölümleri okuyanlar, Hz.Muhammed'le, bu anlatımların uyumunu anlayacaklardır. Bu olayların ileride olacağının söylenmesi (9. cümle) de önemlidir. Demek ki; bu müjde, Hz.Musa zamanında ve daha önce açığa çıkmamıştır. İşaya 42. bölümün devamında 17'de, putperestlerin utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir.
Dikkatli bir incelemeyle Eski Ahit'te daha birçok işaretler bulunabilir. Kur'an'ın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahit'in bozulmamış işaretleri de desteklemektedir.
"Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Tanık olduğunuz halde, neden Allah'ın delillerini inkâr ediyorsunuz? / Ey Kutsal Kitab'ın bağlıları! Neden gerçeği yalanla örtüyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?"
(Ali İmran Sûresi, 70-71)
" Kendilerine kitap verdiklerimiz, O'nu, çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bilmelerine rağmen gerçeği gizlerler ."
(Bakara Sûresi, 146)
donmalar oluyorsa durdurup 30 saniye bekleyin.
Elinizdeki Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının.
Bakara 41
Kendilerine ellerindekini (Tevrat’ı) tasdik eden bir kitap (Kur’an) gelince onu inkar ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı getirecek peygamber ile) inkarcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat’tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince ise onu inkar ettiler. Allah’ın lâneti inkarcıların üzerine olsun.
(2 bakara 89)
Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “İşittik, karşı geldik”, derler. Halbuki onlar, “İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak” deselerdi bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.
Nisâ(*) 46 .
Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden bir takımı, Allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.
Onlara, “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) iman edin” denilince, “Biz sadece bize indirilene (Tevrat’a) inanırız” deyip, ondan sonra geleni (Kur’an’ı) inkâr ederler. Halbuki o ellerinde bulunanı (Tevrat’ı) tasdik eden hak bir kitaptır. De ki, “Eğer inanan kimseler idiyseniz daha önce niçin Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?”
Bakara 91 .
Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve “Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab’ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)” demiştik.
Bakara 63 .
Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.
Bakara 83
İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.
Mâide(*)13
Maide 41 - Ey peygamber, ağızlarıyla "inandık" deyip, kalbleriyle inanmamış olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler, "eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" derler. Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalblerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır.
Tevbe 31 .: (Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.
Bakara(*)75: Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden bir takımı, Allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.
Bakara 75 .
“Yahudiler: ‘Üzeyir Allah’ın oğludur.’ dediler.”
(Tevbe: 30)
“Hıristiyanlar da: ‘Mesih (İsa) Allah’ın oğludur’ dediler.”
(Tevbe: 30)
“Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek geveledikleri sözlerdir.”
(Tevbe: 30)
“Allah onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar?”
(Tevbe: 30)
«Allâh çocuk edindi!» dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. O’nun (çocuğa) ihtiyâcı yoktur. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Bu hususta yanınızda herhangi bir delil yoktur. Allâh hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”
(Yûnus, 68)
“Allâh evlâd edinmemiştir. O’nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde (O’nunla beraber başka ilâhların bulunması hâlinde) her ilâh kendi yarattığını sevk ve idâre eder ve mutlakâ onlardan biri diğerine galebe çalardı. Allâh, (müşriklerin) yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir.”
(el-Mü’minûn, 91)
meryem suresi 19
88 - (Yahudilerle hıristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler.
89 - Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz.
90 - Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı,
91 - O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye...
92 - Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz.
93 - Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kıyamet günü) Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın.
De ki: Allâh katında yalan uyduranlar aslâ kurtuluşa eremezler.”
(Yûnus, 69)
“Dünyâda bir miktar geçim (sağlarlar), sonra dönüşleri Biz’edir; sonra inkâr etmekte oldukları şeylerden ötürü onlara şiddetli azâbı tattırırız.” (Yûnus, 70)
Ayetinde : Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.
Tevbe(*) 32 .
Tevbe 33 . : O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.
: Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele
Tevbe(*)34 .
BİR YAHUDİ HAHAMININ YAŞADIKLARI